ingilizler kendilerine büyük biritanya (grand britain) diyorlar.
grand sözlükte; büyük, genel, muhteşem, ana, asil, baş, önemli, soylu, ağırbaşlı
anlamlarına gelmektedir.
ingilizler kendilerini, ülkelerini güzel sıfatlarla övmektedirler.
biz ise, kendimize uluslar arası arenada hindi (turkey) demekte, denilmesine razı olmaktayız.
turkey sözlükte; Türkiye, hindi, başarısız film, fiyasko anlamlarına gelmektedir.
üstüne üstlük 2012 olimpiyatlarında bizim spor sipikerimizin ingiltereye gırand biritanya demesi
anaşıla bilir birşey değil.
sen hangi kafayla ingiltere gibi bir ülkeyi, üstelikte zamanına sömürgecilik yapmış bir ülkeyi
yüceltirsin. niye büyük, yüce ve asil olsunlar ki.
ya cahillik yada ingiltere sempatizanlığıyla bu şekilde yücelttiğini düşünüyorum. her iki şekilde
de kınıyorum.
diyeceksen BÜYÜK TÜRKİYE de, diyemiyorsan da sus.
-taslak-
4 Ağustos 2012 Cumartesi
1 Nisan 2012 Pazar
Diş Hekimi Reyhan Karaaslan Boz İzmit KOCAELİ
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.Tavsiye etmiyorum.
Kimseye gitmesin de demiyorum. Kendi bilir.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Kimseye gitmesin de demiyorum. Kendi bilir.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
Memnun kalmadım, kimseye önermiyorum.
Kendisini suçlamıyorum, iyi bir araştırma yapmadan, kendi isteğimle gittim, suç bende.
Bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır, Allah düşürmesin.
15 Mart 2012 Perşembe
EROVİZYONA YABANCI DİLDE ŞARKIYLA KATILMAK
bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil.
bu nasıl bir yabancı hayranlığıdır anlamak mümkün değil.
bu nasıl bir kendi kabuğunu beğenmemektir anlamak mümkün değil.
rezalet... rezalet... rezalet...
güzel türkçemiz, güzel dilimiz, kendi kültürümüzde eserlerle katılsak erovizyona çok daha iyi olur.
köklü ve muhteşem kültürümüzü sergilemek çok daha iyi olur.
tamamen türk kültürünü yansıtan ezgi ve kostümlerle, öz türkçe sözlerle erovizyona katılmalıyız. ingilizce bir parçayla 1. olacağına, kendi dilinden bir eserle sonuncu olsak bile daha değerlidir.
parça kendi dilimizde ve kendi kültürümüzü yansıtan bir eser olmalıdır. yoksa türkçe olupta batı kültürünü yansıtıyorsa bunun da bir değeri yok.
taslak.
bu nasıl bir yabancı hayranlığıdır anlamak mümkün değil.
bu nasıl bir kendi kabuğunu beğenmemektir anlamak mümkün değil.
rezalet... rezalet... rezalet...
güzel türkçemiz, güzel dilimiz, kendi kültürümüzde eserlerle katılsak erovizyona çok daha iyi olur.
köklü ve muhteşem kültürümüzü sergilemek çok daha iyi olur.
tamamen türk kültürünü yansıtan ezgi ve kostümlerle, öz türkçe sözlerle erovizyona katılmalıyız. ingilizce bir parçayla 1. olacağına, kendi dilinden bir eserle sonuncu olsak bile daha değerlidir.
parça kendi dilimizde ve kendi kültürümüzü yansıtan bir eser olmalıdır. yoksa türkçe olupta batı kültürünü yansıtıyorsa bunun da bir değeri yok.
taslak.
4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİ
genek olarak yeni eğitim sisteminin hayırlı olacağını düşünüyorum.
zorunlu eğitim süresinin daha kısa olması gerektiğini düşünüyorum. 12 yıl çok fazla. hiç olmazsa ilk 4 ten sonraki gibi açık öğretimden devam etmek mümkün olmalıydı. ikinci dörtten sonra açık öğretimden devam edilebilmesi de hiç olmazsa 12 yıl okulda zorunlu eğitimden daha iyidir.
ilköğretimin kesintili olmasının önemli bir iyileştirme olduğunu düşünüyorum. kesintisiz eğtim öğrencilerde bıkkınlığa yol açıp öğrencilerin lisede başarısız olmalarına neden oluyordu.
mesleki eğitimin gecikmesi de kesintisiz 8 yıllık eğitimin çok önemli zararlarından biriydi.
taslak
zorunlu eğitim süresinin daha kısa olması gerektiğini düşünüyorum. 12 yıl çok fazla. hiç olmazsa ilk 4 ten sonraki gibi açık öğretimden devam etmek mümkün olmalıydı. ikinci dörtten sonra açık öğretimden devam edilebilmesi de hiç olmazsa 12 yıl okulda zorunlu eğitimden daha iyidir.
ilköğretimin kesintili olmasının önemli bir iyileştirme olduğunu düşünüyorum. kesintisiz eğtim öğrencilerde bıkkınlığa yol açıp öğrencilerin lisede başarısız olmalarına neden oluyordu.
mesleki eğitimin gecikmesi de kesintisiz 8 yıllık eğitimin çok önemli zararlarından biriydi.
taslak
12 Şubat 2012 Pazar
HABABAM SINIFI FİLMLERİNİN EĞİTİM SİSTEMİNE ETKİLERİ
hababam sınıfı filmleri türk sinama tarihinde önemli filmler arasında yer almaktadır.
özellikle filmelerinin insan psikolojisi üzerinde etkisi düşünülürse, özellikle de filmlerin çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri düşünülercek olursa hababam filmlerinin toplum üzerindeki etkisi daha iyi anlaşılabilir.
hababam filmlerinde özellikle öne çıkan yaşlı hocalarla alay etmek, dersleri kaynatmak, sınavlarda kopya çekmek vb. uyanıklık olarak izleyiciye sunulmakta, izleyici de bunu zevkle seyretmektedir.
halbuki bu tip davranışlar toplumsal bilinç altını şekillendirmektedir, farkında olmadan.
durum öyle bir hal almıştır ki, hiç bir pedagog, psikolog, sosyolog yada bu alanla ilgili hiç bir uzman hababam serisi filmleri eleştirici bir ifadede bulunmamakta, eleştirel bir yazı yazmamaktadırlar. sanki bu filmlerin özel bir dokunulmazlığı, eleştirilmezliği var, sanki bu filmleri eleştirmek bir tür ayıp. bu filmleri eleştirmekten insan biraz çekiniyor, bu kadan masum, bu kadar saf, bu kadar sevgi dolu, bu kadar duygusal bir film nasıl eleştirlebilir ki ! ayıp yani !
türk halkının severek izlediği, keyif aldığı bir konuda nasıl eleştiri yapılabilir ki!
öncelikle yaşlı öğretmenlerle dalga geçilmesini irdelemek istiyorum.
bu filmde öğrenciler, yaşlılık nedeniyle kulakları ağır işiten, gözleri iyi görmeyen, zihinsel performansı yavaşlamış öğretmenlerle alay etmektedirler.
bu durumun toplumsal etkileri;
1. toplumsal değerlerimizden olan büyüklere saygı değerimize önemli bir darbe vurmaktadır. büyüklere saygısızlığı normalleştirmektedir. büyüklerle alay edilebilir, dalga geçilebilir.
2. yine toplumsal değerlerimizden olan öğretmene sayıya en büyük darbeyi bu filmler vurmuştur. filmin en önemli gülmece öğeleri öğretmenlerle alay etmektir. öğretmenler bu filmde yetersiz, zayıf ve düşük karakterlerle ifade edilmişlerdir.
3.öğretmenin fiziksel durumu alaya alınmakta, yine toplumsal değerlerimizden olan "kimsenin kusuruyla dalga geçilmez" değerimize darbe vurulmaktadır.
genç öğretmenlerle de dalga geçilmektedir. bayan öğretmenler hafife alınmaktadır.
öğrenciler genç bayan öğretmenlerine asılmaktalar.
öğrenciler öğretmenlerine lakap takmaktalar.
öğrenciler bir birlerine lakap takmaktalar.
kopya çekmek uyanıklık olarak sunulmakta.
öğrenciler okul kurallarını ihlal etmekteler.
fakat bütün bunlar filimde masum haylazlık olarak gösterilmekte.
kişisel kanaatim hababam sınıfı filmleri toplumsal değerlerimize vurulmuş en zararlı darbelerden biridir.
taslak
özellikle filmelerinin insan psikolojisi üzerinde etkisi düşünülürse, özellikle de filmlerin çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri düşünülercek olursa hababam filmlerinin toplum üzerindeki etkisi daha iyi anlaşılabilir.
hababam filmlerinde özellikle öne çıkan yaşlı hocalarla alay etmek, dersleri kaynatmak, sınavlarda kopya çekmek vb. uyanıklık olarak izleyiciye sunulmakta, izleyici de bunu zevkle seyretmektedir.
halbuki bu tip davranışlar toplumsal bilinç altını şekillendirmektedir, farkında olmadan.
durum öyle bir hal almıştır ki, hiç bir pedagog, psikolog, sosyolog yada bu alanla ilgili hiç bir uzman hababam serisi filmleri eleştirici bir ifadede bulunmamakta, eleştirel bir yazı yazmamaktadırlar. sanki bu filmlerin özel bir dokunulmazlığı, eleştirilmezliği var, sanki bu filmleri eleştirmek bir tür ayıp. bu filmleri eleştirmekten insan biraz çekiniyor, bu kadan masum, bu kadar saf, bu kadar sevgi dolu, bu kadar duygusal bir film nasıl eleştirlebilir ki ! ayıp yani !
türk halkının severek izlediği, keyif aldığı bir konuda nasıl eleştiri yapılabilir ki!
öncelikle yaşlı öğretmenlerle dalga geçilmesini irdelemek istiyorum.
bu filmde öğrenciler, yaşlılık nedeniyle kulakları ağır işiten, gözleri iyi görmeyen, zihinsel performansı yavaşlamış öğretmenlerle alay etmektedirler.
bu durumun toplumsal etkileri;
1. toplumsal değerlerimizden olan büyüklere saygı değerimize önemli bir darbe vurmaktadır. büyüklere saygısızlığı normalleştirmektedir. büyüklerle alay edilebilir, dalga geçilebilir.
2. yine toplumsal değerlerimizden olan öğretmene sayıya en büyük darbeyi bu filmler vurmuştur. filmin en önemli gülmece öğeleri öğretmenlerle alay etmektir. öğretmenler bu filmde yetersiz, zayıf ve düşük karakterlerle ifade edilmişlerdir.
3.öğretmenin fiziksel durumu alaya alınmakta, yine toplumsal değerlerimizden olan "kimsenin kusuruyla dalga geçilmez" değerimize darbe vurulmaktadır.
genç öğretmenlerle de dalga geçilmektedir. bayan öğretmenler hafife alınmaktadır.
öğrenciler genç bayan öğretmenlerine asılmaktalar.
öğrenciler öğretmenlerine lakap takmaktalar.
öğrenciler bir birlerine lakap takmaktalar.
kopya çekmek uyanıklık olarak sunulmakta.
öğrenciler okul kurallarını ihlal etmekteler.
fakat bütün bunlar filimde masum haylazlık olarak gösterilmekte.
kişisel kanaatim hababam sınıfı filmleri toplumsal değerlerimize vurulmuş en zararlı darbelerden biridir.
taslak
15 Ocak 2012 Pazar
KILIÇDAROĞLUNUN GAFI
kemal kılıçdaroğlu tv programında gaf yapıyor. sonra gülüşmeler. sonrasınada da eleştiriler.
bu durum sayın kılıçdaroğlunun genel başkan olarak başarılı olamadığı o koltuğu dolduramadığı intibaını güçlendiriyor.
türkiyedeki sol yeterince güçlü değil. güçlü olmalı.güçlü bir muhalefete ülkemizin ihtiyacı var. özellikle güçlü bir sol muhalefete. malesef türkiyede halkın değerleriyle barışık, halkın değerlerini, beklentilerini önemseyen ve dile getiren bir muhalefet yok.
gerçi türkiyedeki sol sol mudur. bu da ayrı bir tartışma konusu. normalde sol halkın yoksul kesiminden, varoşlardan ve işçilerden, köylülerden daha fazla oy alır, tabanını bu kesimler oluşturur. fakat bizdeki sola baktığımızda tam tersini görüyoruz. sosyo ekonomik seviyesi en üst düzeyde olan, lüks semtlerden çok fazla oy alıyor. tabanını daha çok bu kesimler oluşturuyor.
yani chp nin lider sorunu var, tamam kabul. ama asıl sorun chp nin olması gereken yerde olmaması.
(düzenlenecek)
bu durum sayın kılıçdaroğlunun genel başkan olarak başarılı olamadığı o koltuğu dolduramadığı intibaını güçlendiriyor.
türkiyedeki sol yeterince güçlü değil. güçlü olmalı.güçlü bir muhalefete ülkemizin ihtiyacı var. özellikle güçlü bir sol muhalefete. malesef türkiyede halkın değerleriyle barışık, halkın değerlerini, beklentilerini önemseyen ve dile getiren bir muhalefet yok.
gerçi türkiyedeki sol sol mudur. bu da ayrı bir tartışma konusu. normalde sol halkın yoksul kesiminden, varoşlardan ve işçilerden, köylülerden daha fazla oy alır, tabanını bu kesimler oluşturur. fakat bizdeki sola baktığımızda tam tersini görüyoruz. sosyo ekonomik seviyesi en üst düzeyde olan, lüks semtlerden çok fazla oy alıyor. tabanını daha çok bu kesimler oluşturuyor.
yani chp nin lider sorunu var, tamam kabul. ama asıl sorun chp nin olması gereken yerde olmaması.
(düzenlenecek)
19 MAYIS STAD TÖRENLERİNİN İPTALİ
Ondokuz Mayıs bayram kutlamaları ilçelerde, illerde şehir stadyumlarında yapılmaktaydı. bu durum ikinci dönemlerde deslerin önemli ölçüde aksamasına neden olmaktaydı. eğer bu yıl kutlamalar planlandığı gibi sadece okullarda kapılırsa önemli bir yanlıştan dönülecektir.
öğrenciler 19 mayıs'tan yaklaşık iki hafta önce, önceki yıllarda ise bu yaklaşık bir ay önce idi, derslerden alınarak 19 mayıs hareketlerine çalıştırılmaktaydılar. beden eğitimi öğretmenlerinde ise bu durum daha vahim. beden eğitimi öğretmenleri ise çok daha uzun zaman önce, ilk dönemden itibaren bu çalışmalara başlamakta, bu nedenle toplantılar, hazırlık çalışmaları yapmaktalar. haliyle de okuldaki beden eğitimi dersleri boş geçmektedir. hani belki denilebilir, beden eğitimi dersinde zaten çocuklar ne öğreniyorlar. buna katılmak mümkün değil. beden eğitimi dersleri diğer herhangi bir ders kadar önemlidir. ciddiye alınmalıdır. bir zararı da derslerin boş geçmesi, öğrencilerin başıboş kalması nedeniyle oluşabilecek sıkıntılardır.
19 mayıs törenlerine hazırlık çalışmaları tam derslerin yoğun olduğu dönemde derslerin işlenişini sekteye uğratmakta, okuldaki eğitim öğretim ortamını bozmaktadır. bilinçli öğrenciler, özellikle anadolu lisesi türü okullarda, bu çalışmalar katılmamak istemekte, derslerinin aksayacağını öne sürmektedirler. çalışmalara katılan öğrencilerin motivasyonlarında düşüş olmakta bu durum notlarına da yansımaktadır.
bayram olmasına rağmen öğrencilerin zorla bu kutlamalara katılmaya zorlanmalarında tuhaf bir çelişki. gençlik bayramı olmasına rağmen eğlenen gençler değil. eğlenen protokol mü, ondan da emin değilim. gençlik ve spor bayramı fakat sporla alakalı bir faaliyet yok. sadece lafta kalan bir durum.
19 mayıs gençlik ve spor bayramı kutlamalarının farklı şekil ve uygulamaları düşünülebilir.
(düzenlenecek)
öğrenciler 19 mayıs'tan yaklaşık iki hafta önce, önceki yıllarda ise bu yaklaşık bir ay önce idi, derslerden alınarak 19 mayıs hareketlerine çalıştırılmaktaydılar. beden eğitimi öğretmenlerinde ise bu durum daha vahim. beden eğitimi öğretmenleri ise çok daha uzun zaman önce, ilk dönemden itibaren bu çalışmalara başlamakta, bu nedenle toplantılar, hazırlık çalışmaları yapmaktalar. haliyle de okuldaki beden eğitimi dersleri boş geçmektedir. hani belki denilebilir, beden eğitimi dersinde zaten çocuklar ne öğreniyorlar. buna katılmak mümkün değil. beden eğitimi dersleri diğer herhangi bir ders kadar önemlidir. ciddiye alınmalıdır. bir zararı da derslerin boş geçmesi, öğrencilerin başıboş kalması nedeniyle oluşabilecek sıkıntılardır.
19 mayıs törenlerine hazırlık çalışmaları tam derslerin yoğun olduğu dönemde derslerin işlenişini sekteye uğratmakta, okuldaki eğitim öğretim ortamını bozmaktadır. bilinçli öğrenciler, özellikle anadolu lisesi türü okullarda, bu çalışmalar katılmamak istemekte, derslerinin aksayacağını öne sürmektedirler. çalışmalara katılan öğrencilerin motivasyonlarında düşüş olmakta bu durum notlarına da yansımaktadır.
bayram olmasına rağmen öğrencilerin zorla bu kutlamalara katılmaya zorlanmalarında tuhaf bir çelişki. gençlik bayramı olmasına rağmen eğlenen gençler değil. eğlenen protokol mü, ondan da emin değilim. gençlik ve spor bayramı fakat sporla alakalı bir faaliyet yok. sadece lafta kalan bir durum.
19 mayıs gençlik ve spor bayramı kutlamalarının farklı şekil ve uygulamaları düşünülebilir.
(düzenlenecek)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)