10 Aralık 2009 Perşembe

VASAT VE VASAT OLMAK

vasat nedir?
eskiden Türkçemizde kullanılan fakat günümüzde pekte kullanılmayan, kullanılsa da genellikle yanlış kullanılan bir kelimedir

vasat orta, ortalama, normal, sıradan anlamlarına gelmektedir. fakat bazı dil fukaraları vasatı adi, kalitesiz, değersiz vb. anlamlarda kullnamaktadırlar.

vasat eskiden kibirit kutularının üzerinde de yazardı. vasati 40 çöp, yani ortalama 40 çöp, bazı kutularda 37-38, bazı kutularda 41-42 ama ortalama 40 kibirit çöpü demektir.

vasat insan, ortalama bir insandır, adi yada kalitesiz değil. iyi yada kötü değil ortalama bir insandır.

insan, vasat bir insan olmayı istemelimidir?

bu hangi alanda vasat olunmak istenildiğine bağlıdır

örneğin; kendini değer bakımından vasat görebilmelidir. ne diğer insanlardan daha değerli nede daha değersiz.
üstünlük bakımından da kendisini vasat görebilmelidir. ne diğer insanlardan daha üstün, nede daha aşağı.
dünyalık kazanma bakımından da vasatı hedefleyebilir. ortalama bir insan kazancını, düşük olmayan yeterli olan, ve zengin olmayan
ahiretlik içinde vasatı hedefleyebilir mesela; orta yollu bir dindarlık 5 vakit namaz, farz oruç. maddi imkan varsa zekat, kurban, hac.

"vasat"; yapılan işte hedeflenmemelidir. kişi ekmek yediği işi en mükemmel şekilde yapmayı hedeflemelidir, işinde mesleğinde en iyilerden biri olmayı hedeflemelidir, mesleğinde tam bir uzman olmalıdır,
yapabildiği kariyerin en yükseğini yapmalıdır fakat bunu enaniyetle, hırsla değil, yaptığı işi en iyi şekilde yapabilmek için, insanlara daha faydalı, daha hayırlı olabilmek için

kişi çalışma konusunda da vasatı hedeflememelidir. çalışkan olmalıdır. ortalama çalışma süresi 8 saat deyip yetinmemelidir, çalışmak insanlığın yararına. çalışmak zamanla sınırlanmamalıdır, çalışma konusunda vasat olunmamalıdır
hırsla değil azimle çalışılmalıdır.

kişi vasat olmalı, hırsında, kendini beğenmede, beklentilerinde

kişi çalışma konusunda azimli olduğu takdirde beklentilerinde vasat olsa dahi başarılı bir hayat onun olacaktır.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

OBEZİTENİN SEBEBİ

Manevi açlığın maddi açlık olarak hissedilmesi olabilir mi?
(kalbî açlığın bedenî açlık olarak hissedilmesi)

22 Haziran 2009 Pazartesi

GİYSİ GÜNEŞİ % 100 ENGELLER Mİ?

Soru net giysilerimiz yüzde yüz güneşi engeller mi?

Hani sürekli söylenir güneşlenmek çok önemlidir, D vitamininin üretimi için güneşlenmek şarttır, güneşlenmeyenlerde raşitizm olur vs.

İşin aslı gerçekten böyle mi acaba?

İşin aslı şu ki;
Elbiselerimiz güneş ışığını yüzde yüz engellemiyor
Bulutsuz bir havada, battaniye ve pikeyle şu deneyi yaptım,
yüzümü güneşe döndüm, önce yüzüme battaniyeyi kapadım sonrada pikeyi
(bildiğiniz gibi battaniye de, pike de çok kalın kumaştan yapılmadır)
Sonuç olarak güneş ışığının battaniyeden ve pikeden geçmiş olduğunu bu basit deneyle deneyimlemiş oldum.
Eğer güneş ışığını % 100 engellemiş olsa idi battaniyenin ve pikenin altı zifiri karanlık olması gerekirdi. Fakat, aksine gözlerime çok net bir aydınlık gelmekteydi.

Haliyle giymiş olduğumuz yazlık kıyafetler güneşi çok daha fazla cildimize ulaştırabilmektedir.
Ki çok açık kıyafetler giymek güneşten korunmak için, sıcaklanmamak için doğru bir yolda değildir.
Bildiğimiz gibi sıcak ülke insanları vücutlarını direkt güneş ışığından korurlar, bunu için vücudun nemini korumak önemlidir.

Askerde, çöl şartlarında hayatta kalma dersi verildiğinde, bu konuya değinilir. Vücudu örterek nem kaybının önlenmesi, hayati bir bilgi olarak askerlere verilir. Yani; vücudun açık bölgesi arttıkça, vücut daha çabuk ısınmakta, daha hızlı nem kaybı olmaktadır. Bu aslında bir paradokstur. Isındıkça açık giysiler giymek, açık giysiler giydikçe ısınmak...

Ve bilindiği gibi çiftcam pencereler ısıyalıtımı için çok etkilidir.Aynı şekilde iki kat giyside vücudumuzu sıcaktan korumakta tek kata göre çok daha etkilidir. (Kendi deneyimimden) Eğer sadece tişört giymişsem, tişört+atlete göre çok daha fazla sıcaktan bunaldığımı gözlemledim. Ve tişört+atlet güneş ışığını % 100 engellememektedir.

Ayrıca direkt güneş ışığına maruz kalmanın çok fazla zararı vardır. Bunlardan pek bilinmeyenini yazacağım, çünkü çoğu zaten bilinmekte. Güneş Işığını Zararlarını Bilmeyenler Burdan Araştırabilirler.
Güneş ışığına direkt ve fazla maruz kalmak, cildin esneklik özelliğini erken yitirmesine neden olur, yani cilt erken yaşlanır. İlginç bir paradoks daha; güzelleşmek için güneşlenmek !!!

Sonuç olarak atalarımızın dediği gibi, ayağını sıcak tut, başını serin... düşünme derin derin...

kalın sağlıcakla...

YORUM YAZ

MEMURLARIN RESMİ KIYAFETLERİ

Devlet memurlarının resmi kıyafeti yani çalışırken giydikleri kıyafet adaletsizlekler içermektedir.
Bu duruma bir tepki olarak bu yazıyı burda paylaşmak istiyorum.

Örneğin; okullarda öğretmenler ve öğrenciler bulunmaktalar.
Birinci adaletsizlik bayan öğretmenlerle erkek öğretmenler arasında yapılmaktadır.
Bayan öğretmenler kıyafet konusunda erkek öğretmenlere göre çok daha serbestler, türban ve kot pantolon hariç hemen hemen hertürlü günlük kıyafetle okula gelebilmektedirler.
Buna bir diyeceğim yok tabiki haklarıdır, fakat aynı haklar erkek personelede tanınmalıdır.
Erkek öğretmenler yılboyunca ceket kıravat giymek zorundalar fakat bayan öğretmenlerin böyle bir zorunluluğu yok. Ceket, kravat, gömlek giymek zorunda değiller, kazak, tişört, kapri, sandalet vb. kıyafetlerle işlerini yapabilmektedirler.

Dediğim gibi onların bu imkanlara sahip olmalarına karşı değilim, istediğim aynı serbestliğin erkek öğretmenlere de tanınması.
Havalar ısınınca yaz kıyafetine geçilmesine rağmen, erkek öğretmenler yakalı, tekrenk tişört dahi giyememektedirler.
Öğrenciler bile bu konuda erkek öğretmenlerden çok daha rahatlar. Bu konuda bir düzenlemenin şart olduğunu düşünüyorum.
Haksız mıyım?

YORUM YAZ

10 Haziran 2009 Çarşamba

EN BÜYÜK GÜNAH NEDİR?

en büyük günah ihanettir

en büyük günah ALLAH a ihanettir yani şirktir
büyük günah zinadır eşine ihanettir
büyük günah içki içmektir akıla ihanettir
büyük günah vatana ihanettir

ALLAH ın verdiği tertemiz nimetlerin yerine ALLAH ın yasakladığı necis şeyleri yapmaktır

ilerleyen günlerde konuyu açacağım inşallah

HER GÜNAH BİR ZULÜM MÜDÜR?

her günah bir zulüm müdür?
her günahkar bir zalim midir?

açarsak
zina zulüm müdür?
içki içmek zulüm müdür?
gıybet etmek zulüm müdür?
haram yemek zulüm müdür?
namaz kılmamak zulüm müdür?
zekat vermemek zulüm müdür?
sorular her günah için sorula billir

örneğin zinayı ele alırsak
zina eden bir kişi
evli ise ailesinin dağılmasına neden olarak, aile bireylerinin hayatlarını alak bullak etmekte, boşanma sonucunda ise arada kalan çocuklar çok büyük eziyet çekmekte,
zina sonucunda çocuk olması durumunda ise çocuk babasız kalabilmekte, sokağa terk edilebilmekte, böyle yetişen bir birey ise topluma zararlı olabilmektedir
zina sonucunda özellikle terk edilme durumları yaşandıktan sonra mağdu olan kadın canına kıyabilmektedir

sonuç olarak zina zulümdür, zina yapan ise zalimdir


devamını daha sonra yazacağım

28 Mayıs 2009 Perşembe

yeni eğitim sistemi

tasarı günümüz çocuklarının önemli sorunlarından biri yeterince oyun oynayamamak, sosyalleşememek, enerjilerini doğru şekilde boşaltamamak, günün evde ve okulda dört duvar arasında geçmesi, çok oturma vs.

bütün bunlara çözüm olacak bir öneri

iki aşamalı bir sistem olması
1. aşama öğlene kadar akademik derslerin olması (matematik, türkçe, tarih, fen vb.)
2. aşama öğleden sonra sosyal, sportif, kültürel aktiviteler (öğrencilerin eğlenebileceği faydalı her tür oyun)


çocuklar öğlene kadar akademik anlamda öğrenecekleri bilgileri öğrenirler
öğle yemeğinden
sonra
spor aktiviteleri - basketbol, voleybol, futbol, tenis, satranç, hentbol (okulun imkanları dahilinde her dalda spor)

sosyal ( öğrencilerin sosyal gelişimleri için sosyal etkinlik faliyetleri )
kültürel - tiyatro, şiir etkinlikleri, okul dergi ve gazetesi, piyes, münazara, bilgi yarışması vb. etkinlikler
müzik ve resim alanlarında etkinlikler


burda önemli bir nokta
öğrencinin sadece istediği etkinliklerde yer alması
istemediği bir etkinliğe zorlanmaması

etkinliğe katılma sınırı olmaması yani enaz bir etkinliğe katılabilir fakat üst sınır olmaması


sonuç olarak
bedenen ve ruhen daha sağlıklı nesillerin yetişmesi yönünde mevcut sistemden daha olumlu olacağı kanatindeyim

saygılarımla
sanal danışman Cemal

eğitim sisteminin önemli hatası

günümüz eğitim sistemi büyük oranda öğrerencilere bilgi yüklemeye yönelik yapılmakta
çocuklar küçük yaşalarda okul hayatına başlamakta, uzun yıllar bilgi yüklemesi sürmektedir

bunun sonucunda beyni gelişmiş, ruhu ve kalbi gelişmemiş bireyler yetiştirilmektedir
bilen, çalışan, kazanan fakat mutlu olamayan, mutlu edemeyen, gözü doymayan, şahsi çıkarları için kolaylıkla bir başkasını harcayan bireyler yetişmektedir

duygularını kontrol etmekte yetersiz kalan, korkularını kontrol etmekte yetersiz kalan, sevgisini kontrol etmekte yetersiz kalan bireyler yetişmektedir

günümüzde psikolojik rahatsızlıkların arttığı bir çoğumuzun malumu
bunun en önemli sebebi dengesiz eğitimdir


insanın dört ana gelişinm yönü vardır

zihinsel gelişim yönü
duygusal gelişim yönü
davranışsal gelişim yönü
ruhsal gelişim yönü

günümüz eğitim sistemleri bu dört yönden birinin eğitimi üzerinde durmaktadır
diğer yönler yok denilecek kadar ihmal edilmiştir

sonuç olarak;
zihnen gelişmiş
diğer yönlerden gelişmemiş bir insan huzurlu değildir,
haliyle de etrafına huzur vermeyecektir


(toplum içinde kişisel çabalarla, diğer gelişim yönlerinde de gelişme sağlamış insanlar var)

küpün içinden

bazı insanlar neden çevrelerine güzellikler saçarken bazı insanlar ise çevrelerine çirkinlikler saçmaktadırlar
bazı insanlar çevrelerine iyilikler saçarken bazı insanlar ise çevrelerine kötülükler saçmaktadırlar

bazı insanlar ağızlarını açtıklarında hayranlıkla dinlenirken bazı insanlar ise konuşmaya başladıklarınızda oradan uzaklaşmak istersiniz


küplerin içine eski zamalarda çeşitli erzak konurmuş,

bal, pekmez, sirke, turşu, ayran, su vs.

ee haliylede bazı testilerin bazı yerlerinden sızdırmalar olurmuş

haliylede testinin içinde ne varsa dışına da o sızarmış


evet insanlar bir yönleriyle küplere benzerler
atalarımızın dediği gibi "küpün içinde ne varsa dışına o sızar"

kimi insanın içinde zehir var dışına o sızıyor,
kimi insanın içinde şifa var dışına o sızıyor

kimi insanın içinde huzur var dışına o sızıyor,
kimi insanın içinde darlık var dışına o sızıyor

bazı insanların içinde cennet var dışına o sızıyor,
bazı insanların içinde cehennem var dışına o sızıyor


insanın içi karanlıksa, ondan aydınlık davranışlar bekemek hata olur
bu nedenle önce içlerin aydınlatılması gerekir


küpümüzü güzel şeylerle doldurmak önemli ölçüde bizim elimizde
küpümüzün içinde olan fakat bizim memnun olmadığımız şeyleri aslında oraya biz koyduk yada konulmasına biz izin verdik


devamı var...